Herkese hayırlı günler, Allah(c.c.) yar ve yardımcınız olsun. Herkese sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum.
Sağlık herşeyin başında geliyor sözünü hepimiz çok sık kullanıyoruz ama bu sözün gereğini çoğumuz yerine getirmiyoruz. Yaz sıcakları bastırdı ama çoğu kişiden hastalık haberleri duymaya devam ediyorum. Bağışıklık sistemi zayıf ve her mikroba kolayca yenilen bedenlerimiz var artık. Hastalıklara karşı en iyi silahımız iyi beslenmek aslında ancak zayıflamak adına yapılan diyetleri ben iyi beslenme olarak kabul edemiyorum ne yazık ki. Diyetteyim diyerek çoğu şeyden kendini alıkoyan bir çok kişi kola içmekten (şekersiz içtiklerinde daha iyi bir şey yaptıklarını zannetseler de), cips, kraker yemekten, hazır gıdaları tüketmekten geri duramıyor. Hatta kendileri yemedikleri zaman bile geleceğin sağlıksız nesillerine hazırlık yaparcasına çocuklarına en zararlı şeyleri vermekten çekinmiyorlar.
Bebeğine ek gıdaya geçmesinden itibaren en sağlıklı meyveleri, ev yapımı yoğurtları yediren anne ve babalar kendileri hazır yoğurt ve çorbaları tüketmeye devam ediyor. Kendi sofralarının aslında bebeklerine özendikleri kadar özenilmesi gerektiğini çocuklarına göstermedikleri için büyüyen çocuklarda anne ve babanın yediklerine özenip bir zaman sonra sağlıklı olanı istemiyor.
Bedenlerimizin bize bir emanet olduğu düşüncesini hastalanmadan en an hatırlamak gerekiyor. Öncelikle kendi adıma yaptığımız çoğu yanlış beslenme alışkanlıklarımızın farkına varmayı ve hem sahip olduğumuz emanet bedene, hem de emanet evlatlarımıza iyi bakabilmeyi Allah’tan(c.c.) diliyorum ve bu konunun farkındalık oluşturma noktasında ele alınmasını bilgisi ve yetisi olan herkesten rica ediyorum. Bu dünyada sadece kendimizden değil, ulaşabildiğimiz herkesten sorumluyuz. Doğru bildiğim yanlışlar ya da hiç duymadığım doğrular konusunda fikir ve yorumlarınıza her zaman açığım. Bir yorum ya da bilgi ile hayatımızdaki bir yanlıştan bile dönebilirsek ne mutlu bizlere…
Bu uzun girizgah yazısından sonra tarife geçebilirim sanırım 🙂 Bulgurla bir tarif verip en azından yaptığım girizgaha bir nebze de uyumlu düşeyim istedim. Pirinçten uzaklaşmak isteyenlere bir alternatif olsun…
Bulgurlu Biber Dolması:
- 9 adet yeşil dolmalık biber
- 5 yemek kaşığı pilavlık bulgur
- 1 adet soğan
- 2 diş sarımsak
- 1-2 dal taze nane
- 3-4 dal dereotu
- 3-4 dal maydanoz
- 1 adet domates
- 1 tatlı kaşığı domates salçası
- Zeytinyağ, tuz
Bulguru bir kaseye alıp yıkayıp süzün. Üstüne küp doğranmış soğan ve domates, ezilmiş sarımsak, ince doğranmış deteotu, nane ve maydanozu zeytinyağ ve tuz ile birlikte ekleyip karıştırın.
Biberleri yıkayıp sap kısımlarından kapak yapar gibi bıçakla kesip tohumlarını çıkarın. İçlerini bulgurlu harç ile doldurup biberleri kestiğiniz kapaklarla kapatın, tencereye dizin. Biberlerin yarısına gelecek kadar tencereye su ekleyin. Biberlerin üstüne zeytinyağ gezdirip suyuna tuz(dilerseniz tuzu yemeğin pişmesine yakın atın ki iyot oranı korunsun) ekleyin. Ocağın altını açıp tencerenin kapağını kapatın. Su kaynamaya başlayınca tencerenin kapağını aralayıp ocağın altını kısın.
Bulgur pişip biberler yumuşayınca ocağın altını kapatın.
Afiyet olsun.
2 yorumlar
Bulguru çok az tketiyoruz maalesef..Çocuklardan olayı hep pirinç hep pirinç..:(
Ellerin dert görmesin canım..
Çok şükür doğru düzgün beslenen bir ailem var. Her ne kadar abuk cuburu seviyor olsam da kolaydı vs.di uzağım.
Ama çocuklarını bile hazır çorba,yoğurt vs ile besleyen insanları görüncü tepem atıyor. Yazık günah..
Ben de pazı sarmasın da denemiştim ilk bulgurluyu ve çok sevmiştim. Şimdi ara ara biberi de katıyorum . Ellerine emeklerine sağlık.